Uzun yıllardır yayınını sürdüren ve eğitim alanındaki etkinliklerini uluslararası düzeyde işbirlikleriyle derinleştirmeye çalışan PoliTeknik’in yeni basılı sayısında savaş ve sonuçları üzerinde duruluyor.
Yayın yönetmenliğini Zeynel Korkmaz’ın yaptığı ve son dönemde kendi dijital platformundaki (politeknik.de) yayınlara ağırlık verdiği gözlenen PoliTeknik’in başyazısında ilginç bir noktaya dikkat çekiliyor. “Haklılık Enflasyonu” başlıklı yazıda şu vurgular dikkat çekiyor:
“Ancak, eğer dünün haklısı bugün de haklı olmaya devam ediyorsa ve hatta yarın başına bir siyasi musibet geleceğini, sonrasında da haklı çıkacağını bugünden biliyorsa, öyleyse yarın haksızlığa uğrayacağını bile bile günü yaşıyor demektir, kendi haklılığına yabancılaşmıştır, edilgendir. Yarın ne yapacağı ise bugünden bellidir: Haklılığının nedenlerini anlatmak!
Tüm haklıların birbirine haklılıklarını anlatıp durdukları, kendilerinin anlatıp kendilerinin dinledikleri bir dönem, bir kısırdöngü. “Evet, birbirimizi dinledik, onaylıyoruz, haklıyız, bu nedenle de haklarımızı havale ediyoruz”. Kime? Kime havale edildiği önemli değil, havale edilmiş olması yeter, gaipten elbet sesler gelecektir.
Bu bir enflasyondur, haklılık enflasyonu! Haklılık enflasyonu had safhaya ulaşmıştır. Ekonomi verilerine, döviz sepetine bakıp, tekrar tekrar ekonomi tahlilleri yaparak ekonomik krizi öngörme ve de siyasi geleceği okuma yarışları da bu enflasyonla birlikte de facto değer yitimine uğramıştır (gerçekte ise on yıllar önce başlayan bir haklılık enflasyonun devamıdır bu).
Ne bilge sözler, ne siyasi tuzakların farkına varmak, ne haykırmak, ne yeni belgeler, ne protestolar, ne polemik, ne “hodri meydan”lar, ne yenen ne de yenilenen pehlivanlar, ne meşruiyetin kaçıncı kez tesis edilmiş olması, ne (kazanılsa dahi) seçimler, ne yasalar, ne tüm çıplaklığıyla cehaletin kör gözlerini dahi açan gerçekler… hiçbir şey haklılığın yaptırım gücünü artırmaya, sonuç almaya yetmiyor. Haklılık tam bir çaresizlik içinde. Haklılık şu an sıradanlaşmıştır. Haklılığın bu acınası hali ise son derece onur kırıcı bir durum olduğundan, haklı olarak onurlu insanların günbegün içini kemirmektedir.”
PoliTeknik’in yeni sayısında şu yazarlar ve yazıları yer alıyor:
Prof. Dr. Armin Bernhard: Eğitimbilim örneğinde bilimin sivil-antimilitarist bir tanımının önemi.
Prof. Enrique Javier Díez Gutiérrez: Barbarlık ve neo-faşizm karşısında ne yapmalı.
Dr. Brigitte Schumann Eğitim verilerine duyulan açlık.
Daniel Năstase: Ücret ve onur: Ekonomik bağımlılık nedeniyle insan hakları askıya alındığında.
Osman Çutsay: Almanya’nın Türkçeli insanları: “Zihin haritaları” hızla küçülüyor.
Prof. Dr. Franz Hamburger: Soğuk Savaş’ın sürekliliği.
Dr. Michael Lausberg: Siyasi söylemin sağa kayması. AfD’nin demokratik partileri nasıl önüne kattığına dair.
Prof. Dr. Michael Klundt: “Soykırımı Yeniden Büyük Yap” için Barış Ödülü mü?
Prof. Dr. Peter Rödler: Yas tutma hakkı ve görevi.
Prof. Dr. Bernward Gesang: İklim Koruma ikinci sıraya mı kayıyor?
Bu yazıların tümüne www.politeknik.de adresinden ulaşmak mümkün.
YENİ KÜLTÜR – FRANKFURT