Ana SayfaGÖRSEL SANATLARÜnlü Alman karikatüristten Avrupa ve despotizm eleştirileri: “Dünya cesurlarındır!”

Ünlü Alman karikatüristten Avrupa ve despotizm eleştirileri: “Dünya cesurlarındır!”

Frankfurt Karikatür Müzesi’ndeki (Caricatura Museum Frankfurt) sergisi eylül ayı ortasına kadar sürecek olan ünlü Alman karikatürist ve ressam Rudi Hurzlmeier, mizah, yasaklama iklimi, Avrupa Birliği (AB), Almanya ve Türkiye çerçevesindeki sorularımızı yanıtladı.

– Brüksel’in ya da AB’nin çizgi roman sanatına karşı bu kadar aşırı duyarlı, hatta korkak ve yasakçı olması nasıl açıklanabilir? AB kurumları tamamen haksız mı? Bu “duyarlılık” mizahın mevcut AB rejiminin tüm hatalarını ve zayıflıklarını ortaya çıkarmasına bağlanabilir mi?

RUDİ HURZLMEİER – Avrupa Parlamentosu milletvekili ve bu girişimin de öncüsü Martin Sonneborn’a göre sergim, anlaşılan pek de uzman olmayan “Konferanslar için Yorumlama Genel Müdürlüğü” tarafından yasaklandı. Ne yazık ki, Brüksel’de henüz bu komik sanat için nitelikli bir müdürlük bulunmuyor. Her durumda, bu yasak, mevcut AB rejiminin bir başka zayıf tarafını da ortaya koymuş oluyor. Fakat komik sanat için epey yüklü bir AB fonu olmadan, tüm bu zayıf yanların ortaya çıkarılması hayal olacaktır. 

Eleştirel sanatçı Rudi Hurzlmeier. (Foto: Hermann Seidl)

– Almanya’da mizahın, komik sanatın, daha doğrusu mizahın mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterince mizahi ve eleştirel olduğunu iddia edebilecek durumda mıyız? Sizin izlenimleriniz nelerdir?

RUDİ HURZLMEİER – Yıllardır bu alanda çalıştığım için çok şeye alışkınım ve insanları eğlendirmek kolay değil. Ancak bu sezon ve hatta muhtemelen önümüzdeki sezon rahatça AB’nin yüksek mizah liginde kalabileceğimiz konusunda genel bir iyimserlik taşıyorum.

– Peki ya sanat sahnesinde dolaşan karikatür sanatçıları? Almanya’daki mizahçıları nasıl görüyor ya da yargılıyorsunuz? Yeterince cesaretleri var mı sizce?

RUDİ HURZLMEİER – Oh, evet! Hepsi çok cesur insanlar ve güldüren bisküvilerimizin üzerinden tereyağının alınmasına hiç öyle savaşmadan izin vermiyorlar. Şu anda neredeyse her yerde olduğu gibi o tereyağı yumuşar ve erirse, mizah kısa vadede işleri soğutmaya yardımcı olur. Ancak işler bu şekilde daha uzun süre devam ederse, daha sert önlemlere başvurmak, yani daha sert bandajlar kullanmak zorunda kalabiliriz.

Yani yavaş yavaş yayılan bir yasaklama iklimiyle mi karşı karşıyayız? Başka bir deyişle: Karikatür ve sanat Almanya’da yayılmaya başlayan bu yasaklama iklimine nasıl karşı koyabilir? Yasak odaklı bir zihniyetin Avrupa ya da Alman demokrasisinde artık yaygın olduğunu düşünüyor musunuz? Bu yeni bir olgu mu? Yoksa zaten var olan bir iklimin sertleşmesine mi tanık oluyoruz?

Martin Sonneborn ve Rudi Hurzlmeier açılışta... (Foto: Ömer Yaprakkıran)
Martin Sonneborn ve Rudi Hurzlmeier açılışta… (Foto: Ömer Yaprakkıran)

RUDİ HURZLMEİER – Hukuk devletlerinde de pek çok şey makul bir şekilde sunulmuş ve yasaklanmıştır. Bunların hepsi kesinlikle daha zarif bir şekilde düzenlenebilir. Ancak eşit haklar, insan onuru, fikir özgürlüğü, seçim özgürlüğü, sanat özgürlüğü ve moda ahmaklıkları gibi sivil toplumun temel unsurları artık ciddiye alınmıyorsa, eğlence de doğal olarak biter. AB’de Macaristan zaten darkafalı bir oyunbozan tarafından yönetiliyor, ancak Avrupa’nın geri kalanında ve benim yaşadığım Bavyera eyaletinde işler şimdilik bir biçimde yürüyor.

– Mizahçılar, karikatürcüler vb. bu iklimde ne yapabilir ya da bu iklime karşı bir şeyler yapabilir mi? Karikatür sanatının perspektifini ve sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz ve hayatınızda nasıl bir rol oynuyor? Siz ne yapabilirsiniz?

RUDİ HURZLMEİER – Güncel bir Avrupa atasözü “Despotları küçümseyip alay ederek devir ve kıçlarına biber sür!” der. Buna sadece katılabilirim ve gerektiğinde bunun için daha da acı baharat karışımları hazırlayabilirim

– Brüksel sizin çalışmalarınızı saldırgan buluyor. Brüksel’e göre işleriniz Avrupa değerleriyle çelişiyor. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz? Çalışmalarınızın ve bakış açınızın gerçek Avrupa değerlerini temsil ettiğini düşünüyor musunuz? AB’nin resmi pozisyonu ile sizin pozisyonunuz arasındaki uçurum kolayca kapatılabilecek kadar küçük mü? Bu geçici bir çelişki mi yoksa siz ve AB yetkilileri olayları temelde farklı mı görüyorsunuz? 

RUDİ HURZLMEİER – Sanatsever Brüksel sakinleri doğal olarak çalışmalarıma hayranlık duyuyor ve sanatsal özgürlük Avrupa’nın en yüksek değerlerinden biri. Sergim, resimle ilgili herhangi bir özel şikâyet olmaksızın, kapsamlı ifadelerle yasaklandı. Muhtemelen kıskançlık ya da kin güdüsüyle, AB Komisyonu Başkanı ve diğer önde gelen şahsiyetleri neredeyse bir saray ihtişamıyla resmettiğim, ancak belirleyici konumdaki Genel Müdürlük yetkililerini hiç resmetmediğim için… Bu tür insani hatalar affedilebilir ve ara sıra bir kadeh şarap eşliğinde konuşabiliriz.

– Türkçe olağanüstü mizaha sahip bir dildir. Dil olarak Türkçenin ve ülke olarak Türkiye’nin bir mizah cenneti olduğu da söylenir. Türkler gerçekten mizahi yönü güçlü insanlar. Türkçemizde inanılmaz sayıda karikatürist, çizer, mizah yazarı, izleyici ve okur var. Siz Türkiye’de de bir sergi açtınız. İzlenimleriniz neler oldu? Gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

RUDİ HURZLMEİER – 2010 yılında İstanbul’da “Global & Local” adlı karikatür sergisinde yer aldım. 1996 yılında da Ankara’da Goethe Enstitüsü’nde birçok Türk ve Alman meslektaşımla birlikte bir sergiye katılmıştım, o zamanlar burası gerçekten bir karikatürist ve mizahçı eleştirmenler cennetiydi. Türkiye’de on üç mizah dergisi vardı (Doğu ve Batı Almanya’da üç tane var). Açılışa dönemin İçişleri Bakanı maiyetiyle birlikte geldi ve gelmeden kısa bir süre önce de enstitü müdürü bana Helmut Kohl’ün mayolu bir resmini indirmem için yalvardı. Nedenini sorduğumda, Türk meslektaşları görürse onların da aynı şeyi yapabileceğini söyledi. O zamanlar Tansu Çiller de Türkiye’nin başbakanıydı, yani o bakımdan…

Ne yazık ki, bugün böyle bir değiştokuş yok. Türkiye’deki demokratlar için durum dramatik ve tehlikelidir. Nitekim LEMAN’dan meslektaşlarımızın yakın zamanda tutuklanması Erdoğan rejiminin acımasızlığını bir kez daha göstermektedir.

Türkiye’deki ve sürgündeki tüm özgürlüksever ve neşeli insanlar cesaretlerini ve azimlerini korusun! Dünya cesurlarındır!

ÖMER YAPRAKKIRAN

SOSYAL MEDYA

DUYURULAR