Bu hafta başlayacak olan Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali, 25’inci kez sinema tutkunlarıyla buluşuyor. 13-18 Haziran tarihleri arasında çok sayıda film ve etkinliğe yer verilecek olan bu geleneksel kültür festivalinin kurucusu ve yöneticisi Hüseyin Sıtkı, kısa bir döküm çıkardı.
– Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali, çeyrek yüzyıllık bir birikimi geride bıraktı. 25 yıl önce politik ve kültürel durum neydi, bugün durum ne? Geçici bir bilanço verebilir misiniz?
HÜSEYİN SITKI – 25 yıl önce yola çıktığımızda hem Türkiye’de hem Almanya’da Türk kültürüne dair görünürlük çok sınırlıydı. Almanya’da yaşayan büyük bir Türkiye kökenli nüfus vardı ama sinema gibi evrensel bir sanat dalı üzerinden bu topluluk kendini ifade edecek bir platforma sahip değildi.
O dönem Türkiye’de sinema daha çok iç pazara hitap ediyordu, Avrupa’da tanınırlığı düşüktü. Almanya’da ise Türk sinemasına mesafeli bir yaklaşım vardı. Bu koşullarda Frankfurt Türk Film Festivali büyük bir cesaret ve inançla kuruldu.
Bugün geldiğimiz noktada, festival sadece bir film gösterim etkinliği değil, aynı zamanda bir kültürel hafıza, bir diyaloğun alanı oldu. Türkiye’den yönetmenler, oyuncular, yapımcılar geliyor; Alman sinemaseverler Türk filmleriyle tanışıyor. 25 yıl boyunca binlerce insanla buluştuk. Bu bizim için sadece bir bilanço değil, aynı zamanda bir kültürel sorumluluk.
ENTELEKTÜEL VE EVRENSEL DERTLERİ OLAN BİR SİNEMA
– Sinema Türkiye için tam anlamıyla bir “cumhuriyet sanatı”. Bunu Almanya ve Avrupa kamuoyuna anlatmakta güçlük çekiyor musunuz?
HÜSEYİN SITKI – Evet, sinema Cumhuriyet’in modernleşme projesinin önemli bir ayağı olmuştur. Halkevlerinden, köy filmlerine, 1960’lardaki toplumsal gerçekçilikten bugünün bağımsız sinemasına kadar her dönemde Türkiye’nin dönüşümünü yansıtan bir alan oldu.
Fakat bu gerçek, Avrupa kamuoyunda genellikle yeterince bilinmiyor. Türk sineması deyince hâlâ ya göçmen anlatıları ya da Yeşilçam nostaljisi akla geliyor. Oysa Türkiye sineması çok katmanlı, entelektüel ve evrensel dertleri olan bir sinema. Bunu anlatmakta zorlandığımız doğru ama işte festival tam da bu boşluğu dolduruyor. Her yıl bu çok yönlü sinemayı burada tanıtıyoruz.
GENÇ KUŞAĞIN İLGİSİ
– Almanya’daki Türkiye kökenli insanların Türk sinemasıyla ilişkisi nasıl?
HÜSEYİN SITKI – Bu topluluğun Türkiye ile duygusal, tarihsel ve kültürel bağları hâlâ çok güçlü. Ancak genç kuşaklar artık çokdilli, çokkültürlü kimliklerle büyüyor. Türk sinemasıyla olan ilişkileri biraz da bu kimliklerin nasıl şekillendiğine bağlı.
Bazı gençler filmleri altyazısız anlayamıyor ama bir duyguda, bir karakterde kendini bulabiliyor. Kimi filmler onlara memleket hissi verirken, kimisi bugünkü kimlik çatışmalarını yansıtıyor.
Biz festivalde Türkçe üstyazı ya da Almanca altyazı gibi çözümlerle bu bağları güçlendirmeye çalışıyoruz. Kısacası, ilgileri var ama daha çok desteklenmesi gerekiyor.
KURUMSAL DESTEK SINIRLI
– Alman toplumu ve kültür kurumlarının Türkiye bağlantılı kültürel üretime ilgisi nasıl? Özellikle sinema üzerinden gözlemleriniz nedir?
HÜSEYİN SITKI – Alman kurumlarının ilgisi var ama hâlâ sınırlı. Özellikle bağımsız, nitelikli Türk yapımları Almanya’da gösterim alanı bulmakta zorlanıyor. Bazı kültür kurumları destek veriyor ama bu daha çok “göç” temalı işler olunca oluyor.
Oysa Türkiye sineması sadece göçten ibaret değil. Aşkı, savaşı, inancı, bireyin yalnızlığını da anlatıyor. Biz festivalde bu çeşitliliği gösterdikçe, Alman izleyici de şaşırıyor ve etkileniyor. Kültür kurumlarının bu etkileşimi artıracak daha yapısal destekler vermesi gerektiğini düşünüyorum.
– Alman kamu kurumları Türkiye kökenli kültürel etkinliklere yeterli destek vermiyor mu? Sizce neden?
HÜSEYİN SITKI – Yeterli destek verildiğini söylemek zor. Genellikle projeler geçici fonlara bağlı kalıyor. Bu da sürdürülebilir bir kültürel altyapı oluşturmayı zorlaştırıyor.
Bence bunun birkaç nedeni var: Birincisi, Türk toplumunun yeterince temsil edilmemesi; ikincisi, kültürel etkinliklerin politik değil “kültür temelli” olduğu anlatılamıyor; üçüncüsü ise önyargılar.
Ama biz bu önyargıları kırmak için tam 25 yıldır ısrarla ve sabırla çalışıyoruz. Festival de bunun en somut örneği.
FESTİVAL: ULUSLARARASI BİR BULUŞMA ALANI
– Festival bundan sonra nereye gidecek? Hedef nedir?
HÜSEYİN SITKI – Bu festival artık sadece Türkler için değil, Almanya’daki herkes için bir kültürel buluşma alanı. Bundan sonra daha fazla uluslararası işbirliğine, genç sinemacıları desteklemeye ve yeni dijital mecraları keşfetmeye odaklanmak istiyoruz.
Ayrıca festivalin bir “okul” gibi çalışmasını da istiyoruz: Gençler gelsin, film görsün, tartışsın, öğrensin.
Sanat sadece izlenmez, hissedilir, paylaşılır. Biz bu duyguyu yaymak istiyoruz. Yani daha çok insana ulaşmak, daha çok hikâyeye dokunmak istiyoruz.
Programımızla ilgili ayrıntılı bilgi şu adresten edinilebilir: https://www.turkfilmfestival.de
GÖRSEL: Ömer Yaprakkıran